25 Haziran 2013 Salı

BAĞDATLI ANNE KONUŞUYOR

BAĞDATLI ANNE KONUŞUYOR


yalnız bir çığlığım ben
Bağdat’ın kapkara göğünde
toprağın derin göğsünde
ben yalnız bir çığlığım
sağır kulaklarınıza çarpıp
geri dönen


yalnız bir çığlığım ben
Bağdatlı çocukların gözyaşında
Dicle’nin Fırat’ın suyu gibi
Necef’te Kerbela’da Kandahar’da
Grozni’de Kudüs’te
ben yalnız bir çığlığım
oluk oluk akan kanda



yalnız bir çığlığım ben
harabe evlerin kaybolmuş anılarında
genç kızların giyemedikleri gelinliklerinde
bombaların paramparça ettiği bebeklerin
bomboş kalan beşiklerinde
yalnız bir çığlığım ben


ben yalnız bir çığlığım
göğümüzü terk eden kuşların kırık kanatlarında
Bağdat’ın ölüm sinmiş sokaklarında
kurban bıçakları gibi keskin acıda
yalnız bir çığlığım ben


 yalnız bir çığlığım ben 
durmuş saatlerin akrebinde
şafağı söktüren ezanlarda
duysanız da duymasanız da
iftar sofralarınızda
yalnız bir çığlığım ben


ne kaldı Bağdat’tan
ne kaldı geriye
bombaların yakıp kavurduğu bedenlerden
bir avuç kül
ve çığlığım kaldı geriye










Hiç yorum yok:

Yorum Gönder